Kudüs; ümmet olma, ümmete izzet ve azamet kazandırma, ümmeti derleyip toparlama, ümmetin mukaddesatını ve onurunu topyekun savunma iradesinin, bilinç ve sorumluluğunun simgesidir. Kudüs davası, sadece işgal altındaki belli bir İslam toprağının işgalden kurtarılması için verilen bir mücadele değil, İslam Ümmeti’nin topyekun izzet ve kurtuluşu için verilen mücadelenin kumanda merkezidir. Kudüs; Hak ile batılın, nûr ile zulmetin, iman ile nifakın arasını ayıran bir Furkan, dost ile düşmanı, mert ile namerdi, yiğit ile haini tanıtan bir öğretmen, bulunmamız gereken yeri, katılmamız gereken cepheyi, kuşanmamız gereken mücadeleyi, yürümemiz gereken yolu gösteren bir kandil, kurtuluş ve zaferin sırrını, izzet ve azametin zirvesini öğreten bir mihraptır. Dünya emperyalizmi ve siyonizmin İslam Ümmeti’ne karşı küresel savaşında Kudüs nasıl bir “ön cephe” ve ileri bir karakol” ise, İslam Ümmeti’nin küresel istikbar ve siyonizm karşısındaki cihanşümul dirilişi, vahdet ve kurtuluşunda da bütün Müslümanların ileri hattı ve ön cephesidir.